Lohusalık Halleri: Annelik ve Uykusuzlukla Gelen Değişim


Yeni doğum yapmış, lohusalık dönemindeki uykusuz annelik hali




Lohusa: Sadece Bir Film Değil, Bir Hatırlatma

Sevgili Gupse Özay’ın “Lohusa” filmi gündemdeyken, bizim de lohusa anılarımızla sahne alma zamanı gelmedi mi? 😊 

Filmi izledim, hem de hiç büyümeyecek sandığım oğlumla birlikte… Çok güzeldi, çok eğlendim. Buradan Gupse Özay’ı gönülden tebrik ediyorum. 💓

Film, lohusalık dönemini komik bir dille anlatırken, biz annelerin yaşadığı zorlukları, babalara düşen sorumlulukları ve büyükannelerimizin ne kadar kıymetli olduğunu da gözler önüne seriyor.

Anne olmayan seyirciler için bu sadece bir sinema filmiydi belki ama biz anne olanlar için… 😱
Neler canlandı gözümüzde, hayal bile edemezsiniz…


Doğum…

Heyecanı, bekleyişi, sancısı, ağrısı, mutluluğu...
Ve kollarında minicik bir can…

Sonrası mı?
L-O-H-U-S-A-L-I-K.


Ajansa bağlı bir foto model gibi girdiğim hastaneden, özel kuvvetlere bağlı bordo bereli gibi çıkmam fizik kurallarıyla açıklanabilir mi sizce? 😂
Vahşi doğada büyümüş, hayatta kalmayı ve avlanmayı bilen bir yırtıcı gibi hissettiğim anlar…
Dünyayı koşarak turlayacak, Everest Tepesi’ni tırmanacak enerjiyi nereden buluyordum?
Sanırım evrim geçiriyordum.

Ve bu dönüşüm sadece fiziksel değildi...


Anne Olmanın İlk Halleri

  • “Biraz sen dinlen, biz bakarız” diyenlere, “Yok yok, uyudu zaten” diyerek bebeğimi vermemek için bahaneler uyduran bendim.

  • Hayırlı olsuna gelenlerin kucağına almamaları için bebeği odasından çıkarmayan da...

  • Uyurken tükürüğü boğazına kaçar korkusuyla sabaha kadar nöbet tutan...

  • Anneme bile güvenmeyip, uyur gibi yaparak göz ucuyla izleyen...

  • Evin zilini söküp “bozulmuş” gibi davranan...

  • Beşiği için yüzde yüz pamuklu, en pahalı nevresimleri alıp yanımda yatıran...

  • “Domatesss!” diye bağıran seyyar satıcılara evdeki domatesi fırlatıp sonra da saklanan...

Evet, hepsi bendim.
Neye dönüşüyordum ben? Durum hiç de iyiye gitmiyordu sanki. ☹


Aynadaki Tanıdık Yabancı

Saçım hep topuz, ama hangi tarafa doğru belli değil.
Gözleri uykusuzluktan Fil Necati gibi içi dışına çıkan,
Uyurken boşluğu kucaklayıp ninni söyleyen,
Yanımda olan çocuğu “kaybettim” sanıp ağlayan,
Annemin yıllar önce aldığı çiçekli pijamayla konuşan bir yaratığa dönüşmüştüm.


Sonuç?

Geceleri uykusuz kalan bir annenin lohusalık sürecinden bir kar


Ne kadar tanıdık değil mi sevgili anneler? 😊

O günlerde, kitaplardan okuyarak “mükemmel anne” olmaya çalışıyordum.
Yemeyerek, içmeyerek, uyumayarak, dinlenmeyerek…

Ama neydi bu yarış? Nereye yetişiyordum?

Bitmeyecek sandım.
Büyümeyecek sandım.
Hiç uyuyamayacağım, kol çantası takamayacağım, topuklu ayakkabı giyemeyeceğim sandım.
İşe dönemeyeceğimi düşündüm…

Doğru muydu?
Hayır.

Hiçbir şey eskisi gibi olmadı, evet…
Ama her şeye değdi.


Şimdi Ne Güzel...

Onunla:

  • Sinemaya gidiyoruz,

  • Dertleşiyoruz,

  • Lego oynuyoruz,

  • Kek yapıyoruz…

Ve ben diyorum ki:

Mutluluğun tarifi bu olmalı. 😊 

🎯 Peki Ya Siz?

Lohusalık döneminiz nasıldı?
Kendinizi en çok hangi “halleri” yaşarken buldunuz?
Yorumlara yazın, birlikte gülelim, birlikte hafifleyelim. 💬😊


📊 Sizce lohusalık dönemi en çok neye benziyor?


🔘 Özel kuvvet timi görevi
🔘 Zombi / yaratık filmi
🔘 Mistik bir inziva
🔘 Tüm bunların karması
🔘 Tarif edilemez! 😵

Cevabınızı yorumlarda paylaşın, bakalım çoğunluk ne düşünüyor? 🙃

Yorumlar