Kitap Önerisi: Benjamin Button’un Tuhaf Hikayesi Hem kısa, hem etkileyici, hem de çocuklara kitap sevdirme potansiyeline sahip!
Hayatı Tersten Yaşamak Mümkün Olsa?
Sevgili anneler,
Yine sizlere sesleniyorum ama sevgili babalar, lütfen alınmasın. 🙏
Okul çıkışlarında, çocuk polikliniklerinde, parklarda… Gözlemlediğim kadarıyla çocuklarla birebir en çok vakit geçiren, çarşılarda kitap arayan, “Acaba bunu sever mi?” diye düşünen genellikle anneler oluyor. Haksızlık etmek istemem elbette; istisnalar vardır ama çoğunluk üzerinden bir genelleme yapıyorum.
Minik bir gönül almadan sonra, yazımıza dönebiliriz. 🙏
Ayrıca yazının sonunda Türkçe derslerinde faydalanabileceğiniz kitabın özeti, konusu ve ana fikri de olacak, onu da atlamadım. 😉
Sarrafları Pek Severim
Sarraflara gitmeyi pek severim. Özellikle oğlum için kitap ararken, kendimi adeta bir define haritası gizemi keşfediyor gibi hissediyorum.
Çünkü dürüst olayım: Oğlum kitap okumayı pek sevemiyor.😔 Sanırım zamanımızın en büyük ebeveynlik sınavlarından biri de çocuklara kitap okutturmak, değil mi? Hani öyle eline alsın da 100 sayfa çevirmesin, sadece merakla bir sonraki sayfayı açsın… O anı bekliyoruz.😌
İşte o gün de yine böyle bir arayıştaydım. Bütün raflar taranmış, bütün kapaklar incelenmiş. Sonra… Orada! İncecik bir kitap gözüme çarptı:
Benjamin Button’un Tuhaf Hikayesi
F. Scott Fitzgerald
Hiç düşündünüz mü, hayatı tersten yaşamak nasıl olurdu? Bebek olarak değil, yaşlı biri olarak doğmak… Zaman ilerledikçe değil, geriye doğru gençleşmek… İşte F. Scott Fitzgerald’ın Benjamin Button’un Tuhaf Hikayesi tam da böyle sıra dışı bir hikâye.
Bu Hikaye Neden Bu Kadar Etkileyici?
Benjamin Button’un hikayesi gerçekten bilinen her şeyi ters yüz ediyor. Düşünün: Bebek doğuyor ama 70 yaşında bir ihtiyar olarak! Anne kucağında kundaklı bir dedecik… Emeklemek yerine bastonla dolaşıyor, park yerine huzurevine gidiyor. Her yıl daha genç oluyor. Dedesiyle aynı yaşa gelip sohbet ediyor. Yani yaşlandıkça gençleşiyor!
İlk başta oğlum bir kahkaha attı, “Anne bu ne ya?” dedi.
İşte o gülümsemeyi gördüğüm an, içimden “Yaşasın!” diye çığlık attım.
(Kabul ediyorum, okuyacağı bir kitabı bulduğumda zafer kazanmış gibi hissetmem biraz abartılı olabilir… Ama bazı anneler beni anlar, bu aramızda kalsın. 🎈🤭)
Film Sürprizi 🎬
Kitabı beraber okuduk. Oğlum kısa olduğu için sıkılmadan bitirdi. Ama sürpriz orada bitmedi:
“Bak, bu kitabın filmi de var,” dedim. Brad Pitt oynuyor hem de!
Beraber izledik. Kitaptan çok farklı detayları vardı, ama hikâyenin özü aynıydı. Filmi izlerken oğlumun gözlerindeki ilgiyi görmek paha biçilmezdi.
Bir taşla iki kuş diye buna derler 💃
Türkçe Dersi İçin Kısa Notlar
Eğer çocuğunuz okuduysa ve Türkçe ödevi varsa diye küçük bir köşe bırakıyorum:
📌 Konusu:
Zamanı tersten yaşayan bir insanın doğumdan ölüme (ama gençleşerek) ilerleyen sıra dışı yaşam öyküsü.
📌 Ana Fikir:
Hayatın akışı değişse de insan olmanın getirdiği yalnızlık, toplum baskısı ve anlam arayışı hep bizimle kalır.
Benjamin Button’un Tuhaf Hikayesi – Kitap Özeti
Benjamin Button, sıradan bir bebek olarak değil, 70 yaşında yaşlı bir adam olarak doğar. Ailesi bu duruma hem çok şaşırır hem de utanç duyar. Babası onu olduğu gibi kabullenmekte zorlansa da zamanla Benjamin’e alışır. Ama Benjamin diğer çocuklar gibi oyun oynamaz, emeklemez. Onun yerine bastonla yürür, kitap okur, kahve içer. Çünkü yaşı ilerlemez, aksine zamanla gençleşir.
Büyüdükçe, yani “gençleştikçe” artık normal bir hayat sürmeye başlar. Üniversiteye gider, evlenir ve bir çocuk sahibi olur. Fakat bu da uzun sürmez; çünkü Benjamin gençleşmeye devam ederken eşi yaşlanmaktadır. İlişkileri giderek zorlaşır. Bir zaman sonra eşiyle aralarında büyük bir yaş farkı oluşur.
Benjamin sonunda çocuk görünümüne, ardından da bebekliğe döner. Hayatını küçük bir çocuk gibi sürdürürken her şeyi unutmaya başlar. En sonunda, tamamen küçülerek hayata veda eder.
Son Söz
Eğer sizin de kitapla arası limoni olan bir çocuğunuz varsa, bu kitap belki bir kapı aralayabilir. Hem kısa, hem farklı, hem de düşündürücü. Film bonusu da cabası!
Benjamin’in zamanı tersten yaşaması gibi, belki biz de bazı şeyleri başa sarmalıyız. Önce merak ettirmeli, sonra okutmalı. Bazen tek bir kitap, tüm düşünceyi değiştirebilir.
Kitap ve Film Sonrası Düşündürmek İçin Sorular
Kitap ve filmi bitirdikten sonra biz küçük bir beyin fırtınası yaptık. Bazı eğlenceli sorular sorup onun düşüncelerini duymak bana çok iyi geliyor. Hatta bu sohbetleri saklamak için bir anı defteri bile yaptık. Merak ederseniz etkinliğimizi şu linkten görebilirsiniz.
Çocuklar İçin Sorular ve 12 Yaşında ki Oğlumun Cevapları;
1. Eğer yaşlı doğup sonra gençleşseydin neler yapmak isterdin?
Cevap: “Çocukluğumda daha fazla Lego alabilmek için maaşımı biriktirirdim.”
2. Sence bebek olmak mı daha eğlenceli, yaşlı olmak mı?
Cevap: “Bebek olmak çünkü daha fazla ilgi ve sevgi görüyorsun.”
3. Zamanı durdurabilseydin hangi yaşta durmak isterdin?
Cevap: “25 yaşımda durdururdum. Hem yetişkinim hem de gencim. İstediğim her şeyi yapardım”
4. Bir günlüğüne çok yaşlı olsan ne yapardın?
Cevap: “Kendime bir yazı ve bir fotoğraf bırakırdım.”
5. Sonsuza kadar genç kalmak ister miydin, neden?
Cevap: “Evet isterdim, çünkü seyahat edebilirdim.”
Oğlumun Duygusal Cevabı
Oğlumun bu soruya verdiği cevabı özellikle paylaşmak istiyorum. Çünkü farklı olmanın ne kadar zor olduğunu hissettiği bir andı. Dalga geçilmeyi hiç sevmiyor, bu onu incitmişti. O an gözlerinde hem kırgınlığı hem de derin bir anlamı gördüm. İşte tam da bu yüzden söylediği söz benim için çok kıymetli, hatta gurur vericiydi.
“Sence hayatı nasıl yaşamalıyız? Yaşlanmak mı zor, yoksa gençleşmek mi?”
Bir an düşündü ve şöyle dedi:
“Keşke ya hepimiz yaşlı doğup gençleşseydik ya da bebek doğup yaşlansaydık. Farklı olmak zor iş bence, dalga geçtiler, onu incittiler.”
🗳️ Küçük Bir Anket: Sen Benjamin Olsaydın?
Zamanı tersten yaşamak sana nasıl gelirdi?
🔘 Çok ilginç olurdu, denerdim!
🔘 Hayır, her şey yerli yerinde güzel.
🔘 Gençken yaşlanmak, yaşlıyken gençleşmek… Kulağa biraz hüzünlü geliyor.
Yorumlara cevabını bırakmayı unutma! 💬👇
Yorumlar
Yorum Gönder